18 Ocak 2015 Pazar

Eskişehir yolcusu kalmasın

2 günlük izni fırsat bilip Eskişehir'e gitmeye karar verirseniz yapmanız gereken ilk şey buradan tren biletinizi almak Biz biletimizi 35 TL'ye aldık sabah saatlerine aldık. Pendik'te arabayı otoparka bıraktık. 2000 araçlık bir otopark ve bir alışveriş merkezine sahip olduğu söylenen YHT'nin aslında 50-60 araç alabilecek açık, her yeri çamurlarla ve çukurlarla dolu bir otopark olduğunu öğrendik. Alışveriş merkezi mi? Eminönü alt geçidinin aynısı "Gel abla geeeel" Buraya kadar "Yüksek" hayal kırıklığı...Bekleme salonuna gitmek için alışveriş merkezinden geçip sokağa geri çıkmanız gerekiyor. Küçücük bir bekleme odasında treninizin hareket saatine kadar bekleyebilirsiniz.(Tuvalet yok) Biz tren saatine yakın aşağı inip uzuuuunca bir kuyruğa girdik (yine alışveriş merkezinin içindeyiz bu arada) Bagaj ve bilet kontrolleri sonrası trene bindik. Bizim gibi boşuna emniyet kemeri aramayın çünkü yok:) En fazla gördüğümüz hız 260 km/s oldu. Bol karlı manzaralar eşliğinde yaklaşık 2,5 saatte Eskişehir'e vardık. 60 lira ödeyerek öğretmen evinde kaldık. Öğretmen evine de tren garından yaklaşık 10 liraya taksiyle gittik. Eskişehir genel anlamda ucuz bir şehir. Biz eşyalarımızı odaya bırakıp gezmeye başladık. Öğretmen evinden Migros tarafına gidip Eskişehirlilerin Pino Burger dedikleri bir hamburger yedik. Bu arada Eşkişehirliler yardımseverklikte tavan yaptıklarını bizlere gösterdiler. Adres sorduğumuz herkes, bilmese bile yolu bulana kadar uğraştı:) Biz Ocak ayında gittik ve porsuk çayında teknelerle gezme şansımız olmadı. Giderseniz ve tekne gezisi yapmak istiyorsanız mevsime dikkat edin. Bu arada mutlaka bir harita edinin. Kesinlikle çok işe yarıyor. Gezilecek yerler haritada işaretlenmişti. Biz de gece yatmadan harita üzerinde çalışıp ertesi günkü planımızı hazırladık. Eskişehir'e gitmişken çibörek yemeden dönmeyin. Herkesin szie önereceği Papağan diye bir yer olacak ama biz oraya gitmek yerine Has Kırım Çibörek'e gittik ki çocukluğumdan bu yana yediğim en lezzetli çibörekti diyebilirim. Kıyıda köşede kalmış salaş ve kendi halinden bir mekan popüler değil ki bence bu da onu daha özel yapıyor. Kışın gidecekseniz ve Eskişehir'i çok iyi bilmiyorsanız şehir içinde ulaşımı taksilerle yapabilirsiniz. Fiyatları da gayet uygun. Bu arada Uçak müzesi(kışın giderseniz uçakları görebilmek için üzerindeki karların bir kısmını temizlemeniz gerekecek:) ve Devrim arabasını mutlaka görün. İkisine de giriş için herhangi bir ücret ödemenize gerek yok. Devrim arabası tren garına çok yakın, kime sorsanız seve seve yardım eder:) Biz Devrim Arabasını son güne bırakıp oradan dönüş yolculuğumuza geçtik. Aklımda kaç tane yediğimi hatırlayamadığım çigbörekler ve Porsuk çayında tekne gezisi yapamamanın burukluğuyla Eskişehir'den ayrılıyorum. Biz giderken dereceler -10'u falan gösteriyordu sanırım ve gitmek için iyi bir gündü.